KÖYLÜ PAZARLARI KÜRESEL İKLİM KRİZİNE KARŞI

Köylü Fadime Teyzemin İklim Kriziyle Göz Ardı Edilen Mücadelesi

Doğal yaşam ve çevre konusunda son dönemde artan bilinç ve ortaya konulan çalışmalar, geleneksel uygulamalarımızın ve yaşam biçimimizin esasında doğaya ne kadar saygılı olduğunu bizlere gösteriyor. Ben de elimden geldiğince içerik ortaya koyarak bu konuları sizlerle paylaşmaya, sürdürülebilir yaşam konusunda farkındalık oluşturmaya çalışıyorum. Bir kişiyi dahi etkileyebilip sürece dahil edebilirsem ne mutlu 😊

Bugünkü içeriğimde köylü pazarlarının küresel iklim kriziyle mücadeledeki önemine kısaca değinmek istedim. Küresel iklim krizinin en büyük nedenlerinden biri fosil yakıtlar. Ülkeler ve bölgeler arası gıda tedariği sürecinde çok fazla fosil yakıt tüketiliyor. Yediğimiz, içtiğimiz her şeyde karbon ayak izimiz artıyor. Peki bu durumu nasıl azaltabiliriz?

Köylü pazarı olarak nitelediğimiz halk pazarlarımızdan alışverişimizi artırabiliriz. En azından kendi yöremizde yetişen (domates, biber, salatalık, marul, yumurta vb.) ürünleri gıda tedariği sağlayan büyük marketlerden ziyade halk pazarlarından temin ederek tedarik zincirlerindeki gıda sevkiyatının azalmasına katkıda bulunabiliriz.

Akdeniz veya Ege’den getirilen domates için büyük TIR’larla yüzlerce km yol kat ediliyor ama pazardaki teyzem 10-20 km’lik mesafede yetiştirdiği ürünleri pazara indiriyor. Tükettiğimiz yiyeceklerin çevreye etkileri konusunda bir farkındalık yaratmak zorundayız. Bilinçsiz tüketim dünyamızı bir tükenişe doğru sürüklüyor. Bireysel çabalarımızın çok bir anlamı yok, sayımızı artırmalıyız. Çevremizi zihinsel manada dönüştürmeliyiz ve daha da önemlisi yeni nesillere çevre okuryazarlığı kazandırmalıyız.